27 Ağustos 2010 Cuma

Film/ Reservoir Dogs (Rezervuar Köpekleri)

Oyuncular:
Harvey Keitel - Mr. White (Larry)
Tim Roth - Mr. Orange (Freddie)
Michael Madsen - Mr. Blonde (Vic Vega)
Steve Buscemi - Mr. Pink
Edward Bunker - Mr. Blue
Quentin Tarantino - Mr. Brown
Lawrence Tierney - Joe Cabot
Chris Penn - Eddie Cabot

Yönetmen: Quentin Tarantino
Senarist: Quentin Tarantino
Yapımcı: Lawrence Bender/ Harvey Keitel
Süre: 95 dk.












"Eskileri gibi... 2 dakikalık bir soygun; ama zorlu bir 2 dakika. Güvenlik pek sıkı değil ancak 20 kadar çalışan var. Zor olmasına neden olan güniçinde, iş saatlerinde ve kalabalığın içinde yapmak zorunda olmanız. Normalde kutularda işlenmemiş taşlar gelirken, sadece o özel günde İsrail'den işlenmiş taşlar gelecek. Bir aktarma istasyonu gibi ertesi gün alıp Vermont'a götürecekler." dedi Joe. Başarabileceklerini söyledi. Başaracaklardı da... "Tuzak!" Aralarından biri polis çıkana kadar... İç savaş orada başladı.
Mr. White'la, Mr. Orange kaçıyorlardı. Önlerine gelene bakmadan sadece koşmak. -Türkçe söylemek gerekirse- Bay Beyaz bir arabayı durdurdu. ve kadına inmesini söyledi. Kadın arabanın torpido gözünden silahı kaptığı gibi arabanın kapısı açıldığı anda ateş etti. BAM! Bay Turuncu karnından vurulmuştu. Beyaz, ne yapacağını bilmez hâlde hem turuncuyu teselli ediyor, hem de arabayı sürüyordu. Ayrıca hey, araba kan gölüne dönmüştü. Şu illet kadının arabasıyla buluşacakları depoya gitti. Bu sırada Bay Pembe de aynı şeyi planlıyordu. Umuyordu ki, herkes depoda olsun! Hem elmaslar da ondaydı, her şey tamam... tabiki de değil! Kahverengi ölmüş, Turuncu yaralı, Mavi ve Sarışın da kayıp. Joe? Ortalıklarda görünmüyor.
Pembe ve Beyaz içeri çekilip, baygınlık geçirmiş Turuncu'yu yalnız bıraktılar. Bir sigara yakıp, olanları değerlendirip, bir dolu yakındılar. 3 seçenek vardı: Bay Sarışın polisti, Bay Mavi polisti veya Bay Turuncu polisti. Joe'nun polis olmasını akıllarından bile geçirmek istemedi. O sırada Bay Sarışın çıkageldi. Elinde kola, gayet rahat tavırlarla "Gelin benimle" dedi. Bay Beyaz onun bu rahatlığını eleştirircesine "Kolanın yanına patatesini almaya mı gidiyoruz?" diye cevap verdi ki; Sarışın rahatlığını kesinlikle bozmadan "Onu, gelmeden yedim." dedi.
Sarışın arabanın bagajına Mavi'yi bağlamıştı. Sürpriz bu olsa gerek. Evet, Beyaz ve Sarışın polisin Mavi olduğuna tamamen, Pembe de kısmen inanmıştı. Turuncu halen daha baygındı. Beyaz ve Pembe'nin depoyu terk etmesi üzerine Sarışın'ın fantezileri başlamıştı. Ritmik bir müzik açtı. Kendini rahatlatmaya çalışan usta bir cerrah gibi oluşturduğu 2 yaralılı dans pistinde müziğin ritmince dans etti. Sonra Mavi'nin yüzünü paramparça edip, kulağını kesti. Halen daha dans ediyordu! "Artık yeter" denilecek sırada eline bir bidon benzini alıp Mavi'nin üstüne dökmeye başladı. Yalvarıyordu Mavi, "Konuşmama izin ver!" diyordu. Nafile! Zippo'sunu ateşledi. O anda Turuncu'nun ani hamlesiyle 3 kurşunda Bay Sarışın yere yığıldı. İşte filmin o sahnesinde tahminlerimiz bizi yanıltmayarak köstebeğin Bay Turuncu olduğunu anlamış olduk, Mavi'yle Turuncu arasında geçen konuşmadan. Ve ardından polis sesleri...

Denildiği gibi sinemanın altın çocuğu Tarantino'dan çoktan kült statüsüne erişmiş bir modern zamanlar klasiği...


Reservoir Dogs Tipping Scene


Mr. Pink: Do you know what this is, This is the smallest violin playing for the waitresses.

1 yorum:

  1. Visam İzmir başta olmak üzere 1964'den berigömme rezervuarlar alanında faaliyet göstermektedir.

    YanıtlaSil